CEYDA 1  ı  CEYDA 2  ı   CEYDA 3   ı  CEYDA 4  ı  CEYDA 5 ı CEYDA 6

Bir Çiçeğin Açmak İçin Sebepler Bulduğu Gibi,
Yaşama Dair Sebepler Bulmak İçin Yaşıyorum...
Eğer Bir Gün Gelir de Yaşamak İçin Bir Sebep Bulamazsam;
Ölmek İçin Bir Sebep Bulmuşum Demektir...

"Hayatın havaya attığımız 5 topla oynanan bir oyun olduğunu düşünelim:Bu toplar;
  • İşimiz,
  • ailemiz,
  • sağlığımız,
  •  dostluklarımız ve
  • benliğimizdir.

Bu 5 top
içinde bir tek "işimiz" lastik bir toptur. Düşünürsek zıplatabiliriz. Ancak diğer 4 top camdan yapılmıştır. Düşerse kırılır, yerine konulamazlar. Bunu
fark etmeli ve hayatımızı bu dengeye göre kurmalıyız. Oysa hepimiz o ilk lastik topu tutabilmek uğruna diğerlerini kırıp dökmüyor muyuz?"

CAN DÜNDAR.

Bu olay gercekten yaşanmıştır. Yorumsuz olarak aynen aktarılmıştır.

                                                           YAAAAA ............

Acelesi oldugunu onu görür görmez anlamistim. Saganak halinde yagan yagmura aldiris etmiyor, ezilmis haline ragmen saga sola kosuyordu.
 Yanina sokularak:
 -"Hayrola teyzecigim" dedim. "Bir derdinizmi var?.." Sicak bir tebessümle;
 -"Buralarin yabancisiyim evladim. Hastane tarafina gidecek bir araba ariyorum"dedi..
 -"Biraz beklersen ayni dolmusa binebiliriz" dedim. "oraya geldigimizde size haber veririm"..
 Tesekkür ederek yanima yaklasti ve kücük bir cocuk gibi semsiyenin altina girdi. Nurlu yüzü yagmur damlaciklariyla islanmis ve yanaklari pembe pembe olmustu.
 -"Torunlarimdan biri menenjit gecirdi" diye devam etti."ziyaret saati bitmeden ugramak istemistim"..
 -"20 dakikaniz var"
dedim. "Hastane yakin ama bu havada araba pek bulunmuyor.." Duraga herkesden önce geldigimiz icin dolmusa rahatca
 binecegimizi saniyordum. Ancak araba yanastiginda arkamizda duran 4-5 kisinin bir anda hücum ettigini gördüm. Iceriye dolusan ve arkadas olduklari her hallerinden belli olan adamlara;
 -"Önce biz gelmistik.Sirayi bozmaya hakkiniz var mi?" dedim.Ön koltuktan oturani;
 -"Hak istiyorsan, Hakkari'ye gideceksin arkadasim" dedi. "Hem oradaki haklardan K.D.V de alinmiyormus" ...    Bu laf üzerinide attiklari kahkahadan bindikleri araba sallanmis sinirlerim allak bullak olmustu. Sakinlesmeye calisarak:
 -"Ben biraz daha bekleyebilirim" dedim. "Ama su ihtiyar teyzenin
 hastaneye yetismesi gerekiyor".. 

Bu defa söför lafa karisarak;                             

 -"Teyzenin arabaya falan ihtiyaci yok be kardesim"dedi."Okuyup üfledimi hastaneye ucuverir..". Tekrar kopan kahkahalarla birlikte araba uzaklasip gitti.Yasli teyzee baktim tevekkülle susuyordu. 5-10 dakika sonra gelen bir
 baska dolmusa onunla beraber bindim ve söföre teyzeyi hastanede
 indirmesini söyledim. Yasli kadin, yapacagi ziyaretten ümitsiz
görünmesine ragmen sikayet etmiyordu. Üstelik trafik de yari yolda tikanip kalmisti.
 Söför:
 -"Yolun bu durumu hayra alamet degil. Sebebini anlasam iyi olacak"..
 Arabayi calisir vaziyette birakip ileri dogru yürüdü ve biraz sonra döndügünde; 

"Kismete bak yahu" dedi. "Bizden önce kalkan dolmusa kamyon carpmis".. Heyecanla:
-"Birsey olmus mu?.. Yani yarali falan varmi?" diye sordum.
 -"Dolmusta bulunanlari, teyzenin gidecegi hastaneye kaldirmislar".. Göz ucuyla yasli kadina baktim. Solgun dudaklariyla birseyler mirildaniyor ve
sanki onlar icin dua ediyordu.. Söför koltuga Yavasca otururken:
 -"Kismet iste" diye tekrarlayip duruyordu."Sen kalk koca bir kamyonla çarpış. Hemde Türkiye'nin öbür ucundan HAKKARİ  plakalı bir kamyonla..."..

ÇUVALDAN ÇIKMAK ZOR

Fadime'nin kocası öleli iki yıl olmuştu.Bir gün
akrabalarından biri ziyarete gelir.
-Kiz Fadime, gel seni evlendirelim.Evde bir
erkegin olmasi daima iyidir.

-Aman ablaa,koskoca oglum var beni kim alir?
-Öyle söyleme.Balikci İdris'in karisi öleli 5 yil
oldu.Bugünlerde yeniden evlenmek istediğini
söylüyormuş.

Araya girenlerin gayreti ile Fadime ile
İdris,sade bir dügünle evlenirler.Aradan bir süre
gectikten sonra küçük Temele yolda rastlayan amcası:
-Temel, nasilsin?Üvey babanla aran iyimi?
Kücük Temel:
-İyidir amca.Sag olsun,benimle cok ilgileniyor.Her
gün baliga cikarken beni de yaninda götürüyor.Kiyidan
bir hayli açıldıktan sonra yüzme öğreneyim diye beni
denize atiyor.
-Peki ögrenebildinmi bari?
-Ögrenmez olurmuyum.Motor beni birakip gittigi
icin her defasinda kiyiya yüzmek zorunda kaliyorum.
-Peki zor olmuyor mu?
Yok.O kadar zor olmuyor.Ama agzi bagli cuvaldan
cikmak icinbir hayli zorlaniyorum...


                                  KIRLANGIÇ HİKAYESİ

 Günlerden bir gün Kirlangicin biri bir adama asik olmus. Ve adamin
 penceresinin önüne konup adama söyle demis:
 - Ben seni cok seviyorum lütfen pencereyi acip beni iceri alda
birlikte yasayalim.

 Adam:
 - Olmaz alamam... Sen bir kussun hic bir kus adama
 asik olurmu?...
demis.
 Kirlangic tekrar:
 - lütfen pencereyi acip beni iceri al birlikte yasariz. Hem ben sana
 dost ve arkadas olurum caninda sikilmaz birlikte yasar gideriz.
demis.
 Adam yine:
 - Olmaz alamam...Git basimdan, diye cevap vermis.
 Ücüncü ve son defa kus adamin penceresinin önüne konup adama tekrar söyle demis:
 - lütfen beni iceri al.. Artik soguklarda basladi, disarida kalamam
biliyorsun ben sicak havalarda yasayabilirim sadece beni iceri
almassan baska sicak ülkelere gitmek zorunda kalirim. Lütfen beni iceri alda burada kalayim. Birlikte yemek yer omuzuna konar seni neselendirir sana yarenlik ederim. Hemsende benim gibi yalnizsin,
der...
 Adam ona:
 - Git derhal basimdan!... Ben yalniz kalirim demis ve kusu kovmus...
 Kirlangicta bu cevap üzerine üzüntülü bir sekilde ucmus ve uzaklara
 gitmis..
 Adam kirlangic uzaklara gittikten sonra düsünmüs ve
 kendi kendine " Ben ne aptal , nekadar akilsiz bir adamim, niye
 kirlangicla birlikte kalmayi kabul etmedim? Ne güzel birlikte kalirdik.
demis ve cok pisman olmus, pisman olmus ama is isten gecmis. Kendi kendine nasil olsa sicaklar baslayinca kirlangicim gine gelir bende onu iceri alir birlikte mutlu bir hayatsürerim,demis. Ve penceresini sonuna kadar acip beklemeye baslamis.
 Yazin gelmesiyle kirlangiclarda gelmeye baslamis.Ama onun kirlangici gelmemis.yazin sonuna kadar hic penceresini
 kapatmadan pencerenin pasinda beklemis ama bosuna....Kirlangic
yokmus.Gelen
 kirlangiclara sormus ama onun kirlangicin gören olmamis. Sonunda bir bilge kisiye halini danismak ve ondan bilgi almak icin gitmis.Bilge kisiye olayi anlattiktan sonra bilge kisi ona söyle demis:
- K ı r l a n g ı ç l a r ı n  ö m r ü  6 a y d ı r . . .

 Hayatta bazi firsatlar vardir ömründe bir defa insanin eline gecer ve degerlendiremessen ucup gider.

 

 

Bulunduğun Kıyıdan Ayrılmazsan Okyanusun Ötesindeki Adalara Asla Ulaşamazsın


GELDİĞİ ZAMAN BOŞLUK DOLDURANLARDAN DEĞİL DE GİTTİĞİ ZAMAN YERİ DOLMAYANLARDAN OLMAK İSTERDİM


Bilir misin geceler ne kadar uzun gelir bekleyenlere, hele o beklenenler vazgeçilmezlerdense


YELKENİNİ RÜZGARA GÖRE AYARLA ÇÜNKÜ HAYAT DENİZDE KARSILAŞTIĞIN DALGALARLA DEĞİL GEMİYİ LİMANA YANAŞTIRIP YANAŞTIRAMADIĞINLA
İLGİLENİR

GÜZEL VE DOĞRU OLAN,YANLIŞ DAVRANIŞLARI YİNELEMEMEK DIR.ALDIRMAZLIK,SONUNUN NEREYE VARACAĞINI BİLEMEMEK YANLIŞ DAVRANIŞLARA SEBEP OLUR.EN BÜYÜK GÜZELLİK RUH(HUY)GÜZELLİĞİDİR.
GÖNÜL'DEN SÖYLENMİŞ BİR TATLI SÖZ KADAR İNSANI SEVİNDİRİCİ BİR ŞEY DÜŞÜNEMİYORUM.


dünya 3 günlüktür.Dün, bugün ve yarin .dün geçti, yarinin geleceği belli değil, öyleyse bugünün kıymetini bil.
gülü öylesine sevmelisin ki; soranlara dikeni yok diyebilmelisin


insanlar bir kirmizi gül pesinde kosarken, ayaklari altinda ezilen papatyalari görmezler!!!


Sen benim hayatimda oldugun sürece, ne sen kimseye rakip ne de kimse sana rakipti... Çünkü sen benim için daima tektin...

Aski reddetmek,günesin batisini görmekten üzüntü duydugun için dogusunu izlemekten zevk almayi reddetmeye benzer.
Yüzükte baska isim , yürekte baska isim olmaz.
Eger güzelligi içinizde tasimiyorsaniz, dünyanin neresine giderseniz gidin onu bulamazsiniz
Evlilikte basari yalniz aranan kisiyi bulmakta degil ayni zamanda aranan kisi olmaktir.

Evlenmek kafese benzer içindekiler çikmak için,disardakiler girmek için ugrasir.

 

HAYALLERİNİZDEN VAZGEÇMEYİN

 Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları terbiye
etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğlunun
öyküsüdür.

   Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda
bir
kompozisyon yazmasını ister hocası.
Çocuk, bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı
hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazar.
Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlatır. Hatta hayalindeki 200 dönümlük
çiftliğin krokisini de çizer. Binaların, ahırların ve
koşu yollarının yerlerini gösterir.

    Ertesi gün hocasına sunduğu 7 sayfalık ödev, tam kalbinin sesidir.

    İki gün sonra ödevi geri aldığında, kağıdın üzerine kırmızı kalemle
yazılmış kocaman bir "sıfır" ve " dersten sonra beni gör"
uyarısını görür."Neden sıfır aldIm ?" diye merakla sorar hocasına. " Bu
ödev, senin yaşında bir çocuk için gerçekçi olmayan
bir hayal " der hocası. " Paran yok. Gezgin bir aileden geliyorsun. At
çiftliği kurmak büyük para gerektirir. Önce araziyi satın
alman lazım. Damızlik hayvanlar da almalısın. Bunu başarman imkansız"
der
ve ekler : " Eğer ödevini gerçekçi hedefler
belirledikten sonra yeniden yazarsan, o zaman notunu yeniden gözden
geçiririm."

    Çocuk evine döner. Uzun uzun düşünür. Babasına danışır. "Bak oğlum,"
der babası, "bu konuda kararını kendin vermelisin.
Bu, senin için oldukça önemli bir seçim."

    Çocuk bir hafta kadar düşündükten sonra ödevini hiçbir değisiklik
yapmadan geri götürür hocasına. "Siz verdiğiniz notu
değiştirmeyin ...Ben de hayallerimi."

   O orta iki öğrencisi, bugün 200 dönümlük arazi üzerindeki 1000
metrekarelik evinde oturuyor. Yıllar önce yazdığı ödev
ise şöminenin üzerinde asılı...

Kimsenin, hayallerinizi çalmasına izin vermeyin. Ne durumda olursanız
olun

KALBİNİZİN SESİNİ DİNLEYİN !.

Önce Bilmek Gerek...

 Arabanın camından fırlatacağınız bir alüminyum kutu
500 yıl Dünyayı kirletecektir.
 Plajlardan plastik parçaları toplamak hayat kurtarır.
Plastik balık avlama aletleri, torbalar ve diğer
plastik atıklar her yıl sayıları milyonlara varan
deniz kuşu, 100.000 deniz memelisi ve sayısız balığın
ölümüne neden olmaktadır. Her yıl da durum daha kötüye
gitmektedir.
 Plastik alışveriş torbaları çoklukla kağıt olanlardan
daha kullanışlıdır. Ama plastik torbalar,
yenilenemeyen bir kaynak olan petrolden üretildikleri
ve hiçbir zaman tümüyle eriyip çözülmedikleri için
çevresel açıdan çok zararlıdır.
 Kağıt mı, plastik mi? Satın aldığınız şey ufaksa,
herhangi bir torbaya el uzatmadan bir daha düşünün.
Herkes yalnızca ayda bir torba eksik alsa, yılda yüz
milyonlarca torba tasarrufu yapabiliriz.
 Evlerde kullanılan piller civa, kadmiyum gibi ağır
metallar içermektedir. Atılan piller diğer çöplerle
birlikte çöp arazilerinde parçalanıp, içlerindeki ağır
metalleri toprağa salarlar. Delinen piller havaya
tehlikeli oranlarda bu ağır metallerin karışmasını
sağlar. Yeniden doldurulabilen piller kullanın.
Pilleri ayrı toplayın.
 Araba lastiklerinin şişirilmesini genelde çevresel
bir sorun olarak algılamayız. Ama lastikleri gereken
ölçüde şişirmek lastiklerin ömrünü uzatır, yakıt
tasarrufu sağlar. Bugün üretilen lastiklerin yalnız
%10'unda yeniden değerlendirilmiş lastik
kullanılmaktadır.
 Mutfağınızda kağıt havlu yerine yıkanabilen bez
kullanın.
 Plastik kutu halkaları su altında hemen hemen hiç
gözükmedikleri için, denizlerde yaşayan canlıların
bunlardan kaçmalarına olanak  yoktur. Amerika'da bazı
eyaletlerde, bu halkaların 30 gün güneşte kaldıktan
sonra eriyecek biçimde üretilmeleri için yasal
önlemler alınmıştır.
 Gereksiz yazışmayı durdurun. Elinize geçen tüm
gereksiz yazışmaları toplarsanız, yılda 1 veya 1,5
ağaç karşılığı kağıt elde edersiniz.
 Daha az gaz yağı, kömür ya da odun yakarsanız,
atmosfere karbondioksit ve diğer sera gazlarının
karışmasını biraz olsun önleyebilirsiniz.
 Topraktan çıkartılan daha az petrol doğal yaşamın
daha az bozulması ve petrol atıklarının azalması
demektir.
 Atıklarla en ucuz ve emin biçimde başa çıkmak sağduyu
kullanarak mümkündür. Yapılacak şey daha az atık
oluşturup, oluşanı da yeniden değerlendirmektir.


Kaynak bilinmiyor ©