İNSAN
bazen arkadaşlarına sevgili gibi davranıyor. Sahipleniyor,
kıskanıyor ama gırtlağına çökmeden. Tatlı tatlı flört
ediyor ama sınırları
aşmadan. Birlikte gülmekten ölüyor, çok ama çok eğleniyor, dağıtıyor,
yerlere düşüyor, gecenin cılkını çıkartıyor ama o arkadaş
ya, sevgili
değil ya, hiç sorun olmuyor.Her şeyi konuşuyorlar, pek fazla
sansür uygulamıyor, sürekli anlatıyorlar,fazlasıyla ilgili
oluyor; kulaklarını kocaman kocaman açıp, dinliyor.
En önemlisi de büyük bir coşkuyla
sonsuza kadar yapılan işler üzerine
konuşabiliyorlar, çünkü iş paylaşılabiliyor, birlikte benzer işler
üretiliyor.Müthiş bir keyifle dedikodu yapabiliyor, hatta kendi karısını,
kocasını,
sevgilisini bile çekiştirebiliyor.Arkadaşlık, bu açıdan
insanin hayatını idame ettirebilmesi için büyük bir avantaj
oluyor.
Ama insan sevgilisine her zaman
arkadaş gibi davranamıyor. Bir kere
eleştiriler,haliyle bu kadar net dile getirilemiyor.
Sevgiliyle bir arkadaşla konuşulduğu gibi her zaman rahat da
konuşulamıyor. Tehlikeli sularda dolaşmaktan kaçınmak gerekiyor. Çünkü
sonuçları var bunun, bedelleri var bunun, ödemek gerekiyor, burnundan
fitil fitil getirebilir, dikkatli olmak gerekir, çünkü
sevgililik onuru yaralanıyor.
İnsan, sevgiliyken, evliyken çok daha hassaslaşıyor. En küçük şeye
bile
''Bana bunu nasıl yapar?'' oluyor. Oysa arkadaşının kaldırabileceği
sınırlar çok daha geniş. İnsan her zaman sevgiliyi dinlemek de
istemiyor, bütün gün başka insanları
dinlemiş olduğundan yorulmuş
oluyor, gına gelmiş oluyor. Ya da
karşındaki seni dinlemek istemiyor. Eve bir sessizlik çöküyor, ''Tetiği
ilk kim çekecek?'' diye gergin bir bekleyişe giriliyor.
Bir de tabii sevgiliyle ya da kocayla sabahlara kadar zıplanıp
eğlenilemiyor.
Kalabalık içinde işin içine başkalarının ne düşüneceği girdiğinden
gerilim artıyor, ''biz''i düşünmekten ''ben'' karambole gidiyor.
Sevgiliyle başka bir koza yaratılıyor, o koza içine giriliyor, hiç
itirazım yok, o da güzel ama ayrı kategorilerdeki ilişkiler gibi
sanki:
Arkadaş olunca başka şeyler paylaşılıyor, sevgili ya da evli olunca
başka
şeyler paylaşılıyor. Bana en iyisi, en güzeli bu iki kategoriyi
birleştirebilmek gibi geliyor.
Bunun ideal bir şey olduğunu düşünüyorum:
Arkadaş-sevgili olabilmek.
Hem arkadaşın hem sevgilin gibi olabileceğin biri, hem arkadaşlığı
hem
sevgililiği paylaşabileceğin biriyle üretmek, gülmek, ağlamak,
konuşmak, çekiştirmek çok daha heyecan verici geliyor.
Kolay bir şeyden söz etmiyorum tabii.
Arkadaş gibi zamanı geldiğinde geri çekilebilmek, uygun düştüğünde
de
sevgili gibi saldırabilmek, bu iki rolü birbirine karıştırmadan
oynayabilmek her baba yiğidin harcı değil.Ama yapabilenler de yok değil.
Yapabilenler mutluluğu ve güzellikleri yakalayabiliyorlar zaten.
|
"Sevmek
inanmaktır.
- Sevmek yaşamaktır.
- Sevdiğini
kendisi gibi, kendisinden de çok duyumsamaktır.
- Sevmek sevdiği
olmaktır.
- Sevmekte
ikilikler kalkar, bir olmalara gidilir.
- Iki ten, iki
kalp, iki gönül yoktur sevgide. Tek bir kalp olunur, tek bir yürek
olunur.
- Sevmek paylaşmaktır
.
- Sevdiğiyle
sevdiğini paylaşmaktır. Sevdiğiyle kalbini bölüşmektir sevmek.
Ki tek kalp olunsun.
- Sevgide
son yoktur. Sevgiler hiçbir zaman son bulmazlar.
- Biten sevgiler
yoktur, bitmiş gibi görünen sevgiler vardır. Vazgeçiş de yoktur
sevgide. Yaşandıkça yaşatılır sevilen. Ama kimi zaman sevgili için
kimi zamansa sevginin bir gereği olarak saklanır bu aşklar. Vazgeçiş
yoktur, vazgeçmiş gibi görünmek vardır o yüzden. Sevmekte
istemek yoktur. Sevgilinin olduğu yerde son bulur istekler. Bir şey
varsa istediğin bu senin için değil, sevgili için istediğindir.
Ondan Onun adına istersin. Onu daha sonsuz sevebilmek için istersin.
Sevme özgürlüğünü istersin, kabul edilmesini istersin. İstersin
ama bir gün gelir bu istekler de son bulur. Kendinden istersin artık.
Sevgiliyi daha çok sevmek istersin kendinden. Sonsuz kılmak
istersin. Bu yolda sevgili olur mu, olmaz mi bunu sevgilinin isteği
belirler.
- Sevmek
sevgiliyi istememeyi öğrenmektir.
- Sevmek
sevgiliyi sevgili olmadan sevmektir.
- Sevmek;
sevmek istemektir.
- Sevmek,
beklememektir. Beklentilerin son bulduğu bir duraktır o. Öyle ki tüm
gerçekler, tüm dünya silinir gider. Ne Ondan anlaşılmayı
beklersin, ne onu anlamayı. Ne onun gelmesini beklersin, ne onun
Leyla, Mecnun olmasını. Bekledigin bir sey yoktur sevmeyi becermek
disinda. Sevmek, gücenmemektir.
- Sevmek
sevgililerin hiçbir sözüne üzülmemeyi öğrenmek demektir.
- Sevgilinin
olum hancerine bile hayir dememektir sevmek. Onun vurusuna, onun
tokadina alinmamaktir, sevgiliden gelen her hareketi ve her sozu
kabullenmektir. Ihanetlere, hainliklere bile uzulmemektir. Sevgiliden
gelen öl emrine bile ölürüm diyebilmektir. Kendi elleriyle kalbini
bir bicak ucuna koymaktir sevmek. Sevmek olmektir. Sevmek, olmesini
bilmektir. Sevgili icin yasamaktir. Onun eli, kolu, gozu, kalbi
olmaktir. Ama artik onun bir seyi olunmadigi bir zaman olmesini
bilmektir! Sevmek, vermektir. Sevmek sevdigi icin almasini bilmektir.
Almamaya yemin ederek vermektir. Ama almalarda kurtaracaksa sevgiliyi
almasini bilmektir sevmek! Sevmek, tukenmektir. Sevmekten ölürken
tekrar varolmaktir o sevgiden. Sevmek sevgilinin gel deyisine hayir
demektir. Sevgilinin askiyla bogusurken, yuzerken o ask denizinde
sevgilinin uzanan eline hayir demektir. Sevgilinin bakan gözüne
bakmamaktır sevmek. Ağlayan gözlere şefkat ve tebessümle yanıt
verebilmektir.
- Sevmek,
sevgili olmaktır. Sevgilinin yüzündeki gülücük olmaktır. Onu
yasama döndürecek bir damla su olmaktır.
- Sevmek
sevgilinin limanı olmaktır.
- Sevmek sevdiğinin
cani olmaktır. Onun ölümü isteyebileceği cani olmaktır. Sevmek
yangın olmaktır. Yanmaktır, kor olmaktır. Dağ olmaktır, evren
olmaktır. Her şey olmaktır, hiç olmaktır. Alev olup girmektir gönüllere.
Sevmek yürümektir gönüllerde. Sevmek güvenmektir. Sevmek
onaylanmaktır. Sevmek sevgiliye bir nefes gibi, bir ses gibi yakın
olmaktır. Sevmek çok ötelerde olsa bile yasamak ve yakin olmaktir
sevgiliye. Yakinliliktir, dogalliktir, ozdenliktir sevmek. Yalansizlik,
ictenlilik, olumsuzluluktur sevmek. Ilk insanin, Havva'nin Adem'in
safligini ve temizligini, cocuk masumlugunu tasimaktir sevmek. Gozyasi
olmaktir, yagan yagmur olmaktir. Bir sonbahar mevsiminin sari yapragi
gibi yalniz olmaktir sevmek. Sevgilisizken sevgiliyi sevmektir. Sevmek
usumektir. Sevgilinin yokluguna usumektir. Sevgiliyle her seyi goze
almaktir sevmek. Ki sevgilinin oldugu cehenneme yurumektir. Sevgilinin
olmadigi Cennete de gitmemektir sevmek. Sevmek, sevgiliyi cennet
etmektir. Sevmek bir olmaktir. Sevmek yasamaktir. Ve sevmek inanmaktir.
Sevmek bir baskasinin hayatini yasamaktir. Sevmek sevmesini
haketmektir. Sevmek sevgilinin baktigi yerde, sustugu yerde olmaktir.
Sevmek sevgilisiz gecen gecelerin sabahina varmaktir. Sevmek saz
benizli sabahlarda yasamaktir sevgiliyi. Sevmek sevmesini bilmektir.
Sevmek olmesini bilmektir.
- Sevmek SEVMEK
olmaktir. ASK olmaktir. Ask bir kere sevmektir. Sevmek aşkın kendisi
olmaktir. anlıyormusun"
(Bu
sözlerin sahiplerine teşekkürler ve saygılar)
BAŞA DÖN
|
sevmek üzerine bir şiir Çaresizliğin
en amansız olduğu yerdeyim şimdi
İlk defa sevmenin tarif edilmez korkuları içindeyim
Uykusuz gecelerin yorgun sabahlarında seni düşünüyor
Ve korkularla yine sana doğru koşuyorum
Hep aynı soru düşüncemde ya seversem ?
O zaman neler olabileceği korkutuyor beni
İlk defa yenileceğimi anlıyorum
Karşımda kendinden emin gözlerin,dudakların,ellerin bunu söylüyor
bana
Seni tanımadan geçen bütün yıllara lanet ediyor
Önceleri hiç bilmediğim adını şimdi binlerce kez tekrarlıyor
dudaklarım
Gün oluyor bir tablo seyredercesine mutlu heyecanlarla duruyorum karşında
Gün oluyor bir eski yunan heykelinin ölümsüz güzelliği
ile büyülüyorsunbeni
Gözlerim gözlerine takılınca güçsüzlüğüm aklıma
geliyor,
Beni sevmediğin sevemeyeceğin aklıma geliyor
O zamanlar öylesine yıkılıyorum ki bilemezsin !!!
İnsan nasıl gökyüzüne baktığı zaman bu sonsuz evren içinde
küçük ve
çaresiz
bir yaratık olduğunu anlarsa güzelliğinde bana aynı şeyleri
düşündürüyor,
Gün oluyor mavilerde, gün oluyor kırmızılarda,gün oluyor
karalarda
yaşıyorum seninle
Dudaklarında çıkan her kelime suya bir taş atarcasına büyüyor
içimde
Nereye gitsem kulaklarımda o yarı karanlık çocuksu sesin
sonra kendine has kokun
O kokuların en kahredicisi en çıldırtıcısı
Ve gözlerin;esmer bir akşam üstünün serin hüznünü
getiren gözlerin
Görebildiğim duyabildiğim her şeyi sevmeyi söylüyor
Uzaklaştıkça yakınlaşıyorum sana işin en kötüsü yaklaştıkça
da
uzaklaşmaktan korkuyorum
Belki hiçbir zaman seni sevdiğimi söyleyemeyeceğim
Ne sana nede senden başkasına
Düşünki çoğu zaman kendime bile söyliyemiyorum
Sanki söylediğim anda bu emalsiz büyü bozuluverecekmiş
gibi geliyor
Bu insanın kendini aldatması ne güçtür bilirmisin ?
Bu sevmek korkusunun aslında çok sevmek olduğunu biliyor
fakat
anlatamıyorum
Galiba asıl korkumuz sevmek değil !!!!!
Onun arkasında gizlediğimiz sevilmemek korkusu
Küçük küçük aldatmalarla kendimizi avutmaya çalışıyor
Düştüğümüz çıkmazdan bir teselli arıyoruz
Kim bilir karşılıklı bir oyun arıyoruz seninle,
Belkide aynı korkular içindeyiz birbirimizden haberimiz yok
Sevmek,seni alabildiğine sevmek
Hiç bir şeyi umursamadan bütün karanlıkları hiçe sayarak
sevmek
Tutmak ellerinde o derinlere inmek
Gitmek oralara o yerlere orada hep seni aramak
Seni yaşamak ve olduğun yerde bile seninle sensiz olmamak
Sonrada sensiz edemediğimi edemeyeciğimi söylemek sana
Susmak korkudan ölünceye kadar
Şimdi sevginin bataklığındayım
Ve korktukça her an biraz daha saplanıyorum bu bataklığa
Bakışların biraz daha derine çekiyor beni .
Ümit Yaşar Oğuzcan

|