Bu
çiçek dili ilk defa 1600'lı yıllarda İstanbul'da oluşturulmaya
başlanmış ve 1716 yılında kocası ile birlikte Türkiye'de
bulunan Lady
Mary Wortley Montagu tarafından
İngiltere'ye getirilmiştir. Daha sonra bu merak tabi ki Fransa'ya
sıçramış ve tam
800 çiçeğin ne anlama geldiklerini anlatan Le
Langage des Fleurs adlı
kitap yayımlanmıştır.
Aşağıda bunlardan birkaç örnek bulunmaktadır.
Beyaz gonca gül - aşktan habersiz kalp
Çiğdem - kötüye kullanmama, su istimal etmeme
Ravent(!) - tavsiye
Hint yasemini - düşkünlük, tutkunluk
Çoban püskülü - Unutuldum mu ?
Koyu kırmızı karanfil - Eyvah ! benim zavallı
kalbim
Koyu kırmızı gül - çekingen utangaç
Tam kırmızı gül - Güzellik
Düğünçiçeği - çocuk suluk
Büyük sarı nergis - yiğitlik, kahramanlık
Marul - soğuk kalplilik
Kırmızı gelincik - teselli, avuntu
Kırmızı lale - ilan-ı aşk
Sarı yabangülü veya sarı gül - azalan aşk,
sevginin eksilmesi
Ökseotu - güçlükler, üstesinden gelirim
Sarı karanfil - pişmanlık
Dikensiz gül - erken arkadaşlık, birliktelik
Anemon çiçeği - beklenti, umut
A1 gelincik - aşırılık,fantastik
Mavi menekşe - bağlılık
Mor leylak - aşkın ilk duyguları
Beyaz gül - sana layığım
Şeftali çiçeği - senin esirinim
Süsen çiçeği - sana bir mesajım var
Beyaz papatya - saflık, masumiyet
Sarı gül - kıskançlık
Nilüfer - aşktan soğumak
Sarmaşık - evlilik
Sarı süsen çiçeği - tutku , ihtiras
İspanyol Yasemini - şehvet
Beyaz gelincik - uyku
Sarı krizantem
(kasım
patı)
- zayıflayan aşk
Hercai menekşe - düşünceler
Kırmızı ve beyaz gül birlikte - birliktelik
Maydanoz
- işe yarar bilgi
Pembe karanfil - kadının aşkı
Biberiye - senin varlığın beni canlandırıyor
Ölü yapraklar - üzüntü
Çiçekler
birleştirilerek ve düzenlenerek duyguların en hoş bir
ifadesi olabilirler. Eğer bir çiçek ters olarak verilirse
buna bağlı
olarak anlamı da tam tersi olur. Dikenleri ayıklanmış ama
yaprakları üzerinde bırakılmış bir gül goncası "Artık
korkmuyorum, umut ediyorum" anlamına gelir. Dikenleri ve
yaprakları ayıklanmış bir gül goncası ise "Umut
edecek veya korkacak bir şey yok" anlamına
gelir. İki gonca üzerinde tam açılmış bir gül ise
gizlilik. "Evet" verilen güle dudaklarla dokunmak.
"Hayır" taç yaprakları kopartıp etrafa atmaktır.
Kombinasyonlar
Leylak ve eğreltiotları - senin o içten doğal
tatlılığın beni büyüledi
Sarı gül kırık bir Sap ve Sarmaşık - senin kıskançlığın
arkadaşlığımızı bozdu
Çiçekler
Gelir-Gelmez Metal
olmayan bir vazoya yerleştirene kadar çiçeklerinizi serin bir yerde
tutunuz.
Buketin tüm kağıtlarını ve iplerini açınız.
- Bir kabı yaklaşık 6
santim derinliğinde ilik suyla doldurunuz.
- Çiçeğin köklerini suyun icine koyunuz ve kökleri keskin bir makas
ya da bıçakla suyun altindayken kesiniz.
- Vazoyu ilik su ile doldurun ve eğer varsa icine cicekcinizden temin
edeceğiniz cicek vitamini atin.
- Suyun altına giren yaprakları kesin.
- Çiçeği evyeden vazoya- köklerin hava almasına fırsat vermeden hızlıca
geçirin.
Kesme
Çiçeğin Yaşamını Uzatmak İçin Su
seviyesini her gun kontrol edin, Çürüyen kısımları her gun ayıklayın.
· Cok sıcak ve cok soğuk ortamlardan uzak tutun.
SEVGİ ÇİÇEKLERDE DİLE GELİR..
Bir Sevgi Eylemiyle Harcanmamış
Bir Gün Kaybedilmiş Bir Gündür
Sevmek
için o kadar fırsatımız olmasına karşın dünyada o kadar az sevgi
vardır ki. İnsanlar yalnız ağlamakta, yalnız ölmekteler. Çocuklara
kötü muamele edilmekte, yaşlılar son günlerini sevecenlik ve
sevgiden uzak geçirmektedirler. Sevgi gösterisine bu kadar çok ihtiyaç
olan bir dünyada, yaşamımızdaki insanlara sadece sıcak bir
kucaklama ya da uzatılan bir elden daha karmaşık olmayan bir
hareketle yardım edecek büyük bir gücümüz olduğunu anlamak çok
önemlidir. Avila'lı Teresa şöyle yalvarmaktadır: "Pek çok
sevgi eylemine alıştırın kendinizi, çünkü bunlar ruhu tutuşturur
ve eritir."
Dünyayı daha iyi, daha sevgi dolu bir yer yapmak için neler yaptığımızı
düşünmek için en uygun zaman günün sonudur. Geceler boyunca aklımıza
hiçbir şey gelmiyorsa, dünyayı daha iyiye doğru nasıl değiştirebileceğimizi
düşünmek için de uygun bir zamandır bu. Öyle çok büyük boyutlu
şeyler yapmamıza da gerek yoktur; var olan basit şeyler üzerinde bir
şeyler yapmak da yeterlidir: Etmediğimiz bir telefon, yazmayı
ertelediğimiz o not, takdir etmediğimiz o iyilik. İş sevgiyi vermeye
gelince fırsatlar sonsuzdur ve bunu hepimiz yapabiliriz. SEVGİ
ANLAYIŞLA YAŞAR Anlayış
karşısındakinin görüşünü anlamaktır. Başkalarına kendine
davranılmasını istediğin gibi davran kuralı, anlayışın bir örneğidir.
Bu, kişisel ilişkilerimizi güçlendirmeye yarayan çok kuvvetli bir
insan huyudur.
Anlayış, başkalarının görüşünü kabul etmemiz gerektiği demek
değildir. Sadece onu anlamaya çalışmaya hazır olduğumuz demektir.
Herkesin, bizimkilere uymayan, kendileri için geçerli olan kendi
deneyimleri olduğunu kabul etmedikçe, bunu yapamayız. Herkesin dünyayı
bizim gibi görmesini bekleyemeyiz. Gerçek anlayış, ancak kendi dışımıza
çıkabildiğimiz ve nesnelerin öteki insanlara nasıl göründüğünü
anlamaya çalıştığımız zaman gelecektir.
Pek çok kere ilk görüşte kolaylıkla umursanmayacak ve unutulacak
insanlara rastlamışımdır. Ancak, onlar hakkında daha çok bilgi
edinmek için zaman ayırdığımda, hemen hemen her zaman onların
davranışlarını kabul edilebilir bulmuşumdur. Bu da bana olumsuz önyargılarımın
çoğu zaman ne kadar yanlış olabileceğini öğretmiştir.
Anlayış bir huy haline dönünce, artık o anın tutkusunun esiri değilizdir
ve sevme yeteneğimiz sınırsıza ulaşacaktır. GÜÇLÜKLERİ
SEVGİYLE YENMEK Karşılaştığımız
güçlükler eylem gerektirir. Sevgi eylemi çözüm getirir. Sevgimizin
gücü, sorunlarla ve düş kırıklıklarıyla nasıl başa çıktığımızda
kendini gösterir. Yaşamımızda her şey güzelce akıp giderken hoş
ve olumlu olmak kolaydır. Ama yaşamın akışı değişip de geçici
olarak bizi güçsüz bırakırsa, o zaman gerçek gücümüz ortaya çıkar.
Sevgi bize "Neden ben?" diyerek zaman kaybetmemeyi, onun
yerine, "Şimdi ne yapmalı?" demeyi öğretir. Birinci soru
gereksiz ve anlamsız bir çatışmaya götürür, ama ikincisi kendine
acımanın ve anlamsız suçlamanın yükünü taşımayan bir eylemi
akla getirir. Eğer sevgi varsa, güçlükler bozulan ilişkilerin
nedeni değildir. Aslında bu durum bizim değişip ayakta kalmamızı
sağlar. LEO
BUSCAGLIASevgi
için doğmak (İnkılâp kitabevi )
SEVGİ
SİTESİNE GÖZ ATIN
Aşk "İyi
geceler öpücüğü"nü uzun tutmaktır.Beklentidir. Aşk delicesine flört ederken yanındakinin
hiç bir şey yapmama hakkini teslim etmektir. Saygıdır.
Aşk zaaflarınız
oldugunu ortaya çıkarır.Kabullenmektir. Aşk simdi zamanı degil diye beklemeyi
bilmektir. Sabırdır.
Aşk saçlarda başlayıp
topuklarda biten bir gezintidir.Kesiftir.
Aşk "Seviselim" demeden sevişmek,
yanındakinin ne istedigini bilmektir. Anlaşmaktır.
Aşk bağlandığını sandığında,
karsındakine "hayır" deme sansını tanımaktır.İnceliktir. Aşk korumaktır. Sorumluluktur.
Aşk ciddi bir tokalaşmayı
kıkırdamaya dönüştürmektir.Mizahtır. Aşk "Durma yoksa seni öldürürüm"
lafını duymaktır. Şehvettir.
Aşk evinizdeki her şeyin yerinin değiştirilmesini
kabullenmektir.Teslimiyettir. Aşk sevgilinizin ne oldugunu bütün çıplaklığıyla
görmektir. Gerçektir.
Aşk saatin kaç
oldugunu bilip aldırmamaktır.Neşedir. Aşk sizi kucaklayan kolların gittikçe
daha çok sarılmasıdır. Mutluluktur.
Aşk gecenin bir
vaktinde "Sen uyu benim gitmem gerek" dediğinizde "Uyanık
kalıp seni biraz daha görmeyi tercih ederim" cevabini almaktır.Sıcaklıktır. Aşk tanıdığınızı zannettiğiniz
insanin yeni yanlarını keşfetmektir. Tazeliktir.
Aşk uyandığınızda rüyanızı
yanınızda bulmanızdır.Düşlerin
gerçek olmasıdır. Aşk kocaman yatağın üçte
birine sığışmaktır. Yakınlıktır.
Aşk evin anahtarından
bir kopya daha yaptırmaktır.Güvendir. Aşk "Hoşçakal" dedikten sonra
tekrar karsılaşacağını bilmektir. Kaderdir.
Aşk "gerindiğinde
sızlayan vücut" lafının anlamını bilmektir.Derstir. Aşk ecza dolabını açtığında, diş
macunu kapağını kapatılmamış bulmaktır. Uyumdur.
Aşk pencereden dışarıya baktığında kiminle
oldugunu hatırlamaktır.Düşüncedir. Aşk rüzgarın ağaçların arasında dolaşırken
çıkardığı sesi dinleyip sevgilisinin yanında olmadığına hayıflanmaktır.
Yalnızlıktır.
Aşk asla anlatılmayacak
hikayelerdir.Özeldir.